Fıkralar Takım tutuyor musun? —Tutuyorum. —Hangi takımı tutuyorsunuz?

fikralarAdam doktora gider. —Doktor bey hastayım… Der. Doktor… —Neyiniz var? Hasta; —Akşam Fenerbahçe Arsenal maçını seyrediyordum, birden başıma bir ağrı girdi. Göğsümde sıkışma meydana geldi…Maçı zar zor bitirebildim… Der. Doktor hastaya sorar. —Sigara içiyor musun? —Evet… —Günde kaç paket içiyorsun? —İki paket. —Takım tutuyor musun? —Tutuyorum. —Hangi takımı tutuyorsunuz? —Fenerbahçe’yi. —Ne kadar sıklıkla maça seyrediyorsun? —Hemen hemen her hafta. Doktor tetkiklere bakar, muayene eder ve… —Sana tavsiyem sigarayı hemen kes!…Maç seyretmeye ara ver!… Der. Hasta; —Doktor bey!…Sigarayı bırakmayı anladık da… Maç seyretmeye neden ara vereyim?…diye sorar Doktor; —Kardeşim… Sigara seni yavaş yavaş öldürüyor. Fener ise seni kalpten götürecek be adam… Der.

 

 

fikralarNapolyon bir sabah erkenden kalkıp nöbetçilerini kontrol etmeye başlamış. Birde ne görsün? Nöbetçilerden bir tanesi yerinde yok. Hemen aramaya başlamış. Çok geçmeden biraz ilerideki çalılıkların arasında nöbetçisini bulmuş. Asker tüfeğini ağaca dayamış, oturmuş sıçıyor. Bunu gören Napolyon hemen ağaca dayalı tüfeği kapıp askere doğrultmuş ve yaptığı şeyi parmaklayıp yemesini emretmiş. Asker istemeye istemeye söyleneni yapmış. – Asker bu ceza sana yeter, seni bu defalık affediyorum, tekrar ederse kurşuna dizilirsin. Deyip tüfeği askere teslim etmiş ve arkasını dönüp uzaklaşmaya başlamış. Tam o sırada nöbetçi silahını Napolyon a doğrultup “Dur” diye bağırmış. – Hadi bakalım komutanım boku yeme sırası sende, yoksa seni vururum. Napolyon çaresiz söyleneni yapmış ve parmağını boka batırıp yalamış. Aradan uzun süre geçmiş ve savaş sona ermiş. Napolyon savaştan sağ çıkan askerlerinin arasında dolaşırken bir askerin önünde durup, – Asker, ben seni bir yerden tanıyorum ama çıkartamadım. Demiş. Asker hemen cevap vermiş: – Doğrudur komutanım bir sabah kahvaltıyı sizinle birlikte yapmıştık.

 

 

fikralarKadının biri 10 tane olan çocuklarını ana sınıfına yazdırmak için başvurmuş ve okulun müdürü kayıt yapması için kadından çocukların isimlerini istemiş. Kadında ahmet demiş. Müdür bey şaşırarak: – Nasıl ahmet yani hepsinin ismide ahmet mi_? Kadın gayet emin bir şekilde: – Evet Müdür: -Peki hanımefendi zor olmuyor mu karıştırmıyor musunuz_? Kadın: – Yo bilhakis kolay oluyor ahmet yemeğe diyorum hepsi birden geliyor, ahmet çıkıyoruz diyorum hepsi birden hazırlanıyorlar. Müdür şaşkınlıkla dinlemekte ve kadına: – Peki bayan özel iş vermen gerekiyor ise napıyorsun? Kadın: – O ZAMAN SOY İSİMLERİ İLE çagırıyorum_!

 

 

fikralarFizikçi, matematikçi, kimyacı, jeolog ve antropologdan oluşan bir heyet bir araştırma için arazide bulunmaktadır. Birden yağmur bastırır. Hemen yakındaki bir arazi evine sığınırlar. Ev sahibi bunlara bir şeyler ikram etmek için biraz ayrılır. Hepsinin dikkati soba üzerinde toplanır. Soba yerden 1 m. kadar yukarda, altındaki dizili taşların üzerindedir. Sobanın niçin böyle kurulmuş olabileceğine dair bir tartışma başlar. Kimyacı: -Adam sobayı yükselterek aktivasyon enerjisini düşürmüş, böylece daha kolay yakmayı amaçlamış. Fizikçi: -Adam sobayı yükselterek konveksiyon yoluyla odanın daha kısa sürede ısınmasını sağlamak istemiş. Jeolog: -Burası tektonik hareketlilik bölgesi olduğundan herhangi bir deprem anında sobanin taşların üzerine yıkılmasını sağlayarak yangın olasılığını azaltmayı amaçlamış. Matematikçi: -Sobayı odanın geometrik merkezine kurmuş, böylece de odanın düzgün bir şekilde ısınmasını sağlamış. Antropolog: – Adam ilkel topluluklarda görülen ateşe tapmanın daha hafif biçimi olan ateşe saygı nedeniyle sobayı yukarıya kurmuş. Bu sırada ev sahibi içeri girer ve ona sobanın yukarda olmasının nedenini sorarlar. Adam cevap verir: – Boru yetmedi!wykrzyknikwykrzyknik!

 

 

fikralarBir kayın validenin üç damadı varmış. Birgün bunlar tatile denize gitmişler. Kayınvalide “bakayım damatlarım beni ne kadar seviyor” deyip atlamış denize ve boğulma taklidi yapmaya başlamış. “Büyük damadım boğuluyorum ne olur kurtar beni” demiş. Büyük damatta hemen kurtarmış. Ertesi sabah büyük damadın kapısında bi reno laguna üzerinde de bir not “sevgili damadım hayatımı kurtardın kayınvaliden”. Ertesi gün ortanca damadı denemiş aynı şekilde oda hayatını kurtarmış onunda kapısında bi reno safrane ve üzerinde bi not: “sevgili damadım hayatımı kurtardın kayınvaliden”. Sıra küçük damadı denemeye gelmiş. Ertesi gün yine denize girmiş. “Damadım boğuluyorum ne olur kurtar beni” demiş. Küçük damat boğulursan boğul demiş. Kadında oracıkta boğulup ölmüş. Ertesi gün küçük damadın kapısının önünde bi ferrari üzerinde de bi not “Sevgili damadım hayatımı kurtardın kayınpederin.”

 

 

fikralarBir akıl hastanesini ziyareti sırasında, adamın biri sorar: Bir insanın akıl hastanesine yatıp yatmayacağını nasıl belirliyorsunuz? Doktor: Bir küveti su ile dolduruyoruz. Sonra hastaya üç sey veriyoruz. Bir kaşık, bir fincan, ve bir kova. Sonra da kişiye küveti nasıl boşaltmayı tercih ettiğini soruyoruz. Siz NE yapardınız? Adam: OOO ! Anladım. Normal bir insan kovayı tercih eder. Çünkü kova kaşık ve fincandan büyük. Hayır, der doktor. Normal bir insan küvetin tıpasını çeker.

 

 

fikralarHoca yolculuk sırasında mola verip bir hana girer.Bu sırada hana bir başka yolcu daha girer ve ikisi birden hancıdan yiyecek birşeyler isterler.Fakat hancı yiyecek olarak sadece bir balık olduğunu söyler ve bunu paylaşmalarını önerir.Bunun üzerine Hoca: -Ben balığın sadece başını yiyeceğim der.Hancı bunun nedenini sorar.Hoca da: -Balık başı zekayı artırır.Balık başı yiyen insan akıllı olur der.Bunun üzerine diğer yolcu hemen atılır ve Hoca ya : -Balık başını niye sen yiyeceksin? Ben yemek istiyorum der.Hocada itiraz etmez.Balığın koca gövdesini Hoca yer ve bir güzel karnını doyurur.Diğer yolcu ise sadece balığın başını yer ve Hoca ya seslenir: -Sen koca gövdeyi yedin karnını doyurdun.Ben sadece kafayı yedim aç kaldım der.Hoca da bunun üzerine şöyleder: -Bak nasıl akıllandın!

 

 

 

fikralarKadının biri bir petshop a gider ve : – “Bir papağan almak istiyorum”. der.Mehmet ismindeki petshop sahibi : – “Hanımefendi elimde bir tane papağan kaldı fakat bu papağan çok küfürbaz almak istemezsiniz sanırım”. Bir papağan sahibi olmak isteyen kadın : – “Hayır almak istiyorum”. der ve papağını alır. Evine geldiğinde bir bakar ki gerçekten papağan kadını her eve geldiğinde : – “Hoşgeldin o***pu”. diyerek karşılar. Buna dayanamayan kadın papağanı alır ve petshopa geri götürür. – “Mehmet bey bu papağan gerçekten çok terbiyesiz. Her eve geldiğimde beni hoşgeldin o***pu diyerek selamlıyor ve ben buna dayanamıyorum. Papağını geri getirdim ve paramı geri istiyorum”. Fakat o anda paraya ihtiyacı olan Mehmet bey : – “Hanımefendi merak etmeyin birkaç gün bana bırakın ben terbiye edeyim daha sonra gelin alın…” Kadın inanmayarak da olsa “tamam” der ve gider. Mehmet papağanı alır ve bir çaydanlık su kaynatır. – “Ne diyeceksin lan kadın eve geldiğinde?” diye sorar papağana.Papağan da : – “Hoşgeldin o***pu diycem.” der. Bunun üstüne papağanın kafasını kaynar suyun içine sokar ve tekrar sorar.Papağan yine aynı yanıtı verir. Bir olur , iki olur ve papağan işkenceye dayanamaz – “Hoşgeldiniz hanımefendi diycem” der. Ertesi gün kadın gelir ve Mehmet bey kadına papağanı terbiye ettiğini söyler. Kadın bunu kontrol etmek istediğini söyler ve papağana sorular sormaya başlar. – “Ben eve geldiğimde bana ne diyeceksin?” – “Hoşgeldiniz hanımefendi” diyeceğim der papağan. Kadın çok şaşırır ama emin olmak için devam eder. – “Peki yanımda bir kız arkadaşımı getirirsem ne diyeceksin?” – “Hoşgeldiniz hanımefendiler” diyeceğim. – “Peki yanımda bir erkek arkadaşımı getirirsem ne diyeceksin?” – “Hoşgeldiniz beyfendi” diycem. Peki yanımda iki üç erkek arkadaşımı getirirsem ne diyeceksin?” Papağan biraz duraksar ve cevap verir : – “Oğlum Mehmet suyu kaynat bu karı harbi o***pu!wykrzyknik

Okul fikralari
Okul fikralari