Fıkralar Bir Amerikali ile Japon safari ye çıkmışlar.

fikralarBir Amerikali ile Japon safari ye çıkmışlar. Her ikisi de son teknolojik silahları ile birbirlerine nazire yapmak için yanlarına almışlar. Derken uzakta bir aslan görünmüş. Amerikalı lazer tüfeğini doğrultmuş ve aslana ateş etmiş. Ama karavana. Hemen Japon uydudan yönlendirmeli tüfeğini doğrultup ateş etmiş. Fakat o da karavana. Aslan bizimkileri farkedince üzerlerine doğru gelmeye başlamış. Amerikalı bir yudum viski içip acı sonu beklemeye başlamış. Japon hemen botlarını çıkarıp spor ayakkabılarını giymeye başlamış. Amerikalı sormuş : -Ne o, aslandan hizlı mı koşacaksın ? -Yoo, senden hızlı koşsam yeter…

fikralarBir gün Kayserilinin biri İstanbula iş aramaya gider ve gezerken fabrikanın birinde iş ilanı görür güvenliğe gider oda müdürün yanına gönderir. Selamınaleyküm der ve müdürün odasına girer müdürde Aaleykümselam der buyur nasıl yardımcı olabilirim diye adama sorar. Adam; -Ben iş müracaatı için geldim der. Müdür adamın konuşmasından Kayserili olduğunu anlar ne iş yaparsın diye sorar. Adamda ne iş olursa yaparım yeterki iş olsun der.Müdür gülmeye başlar, adam müdür gülünce acaba yanlış bir şey mi söyledim der. Kendi kendine müdür hemşerim sen nerelisin der, adam Gayseriliyim deyince müdür yine güler adam niye gülüyorsunuz deyince müdür bende Gayseriliyimde ondan gülüyorum. Adam dayanamaz sorar müdürüm sen kaç senedir burda müdürsün? Müdür 3 senedir niye sordun? Adam daha bu fabrikayı 3 senedir üstüne yürütemedin mi sen nasıl Gayserilisin deyince müdür yürütmeye yürütecektim de fabrikanın sahibi de Gayserili..

fikralarGaziantepli bir ağa İstanbul a gelmiş , bir lokantadan içeri girmiş . Lokantanın kapısında bir papağan var : -Hoşgeldin Antepli , Hoşgeldin Antepli diye naralar atıp duruyor. Ağanın çok hoşuna gitmiş . Lokantanın sahibini çağırmış yanına . -Bu kuş benim Antepli olduğumu nerden anladı ? Lokantanın sahibi : -O çok zeki bir hayvandır , içeri girenin nereli olduğunu hemen anlar , demiş . Ağa papağanı ona satması için adama baskı yapmış ve büyük paralar teklif etmiş. Lokanta sahibi : -Bu papağan bizim işletmemizin simgesi , satamayız ama sen istersen sana bunun yumurtalarından satarım , bunun yavrularıda o kadar zeki olur , demiş ve bir hayli yüksek bir rakama anlaşmışlar . Lokantacı söz vermiş ama ortada yumurta yok , girmiş kilere , eline bir sepet almış önüne ne yumurtası gelirse doldurmuş , tavuk yumurtası ,hindi yumurtası , bıldırcın yumurtası .., önüne ne gelirse yani … Ağaya sepeti vermiş . Ağa heyecanla köyüne dönmüş . Aşiretini toplamış ve : -Antebi meşhur edecez , bu yumurtaların anası adamın nereli olduğunu anlıyor , ondan doğanlarda onun kadar zeki olur , hemen bir kuluçka makinesi bulun der . Kuluçka makinesi bulunur ve aşiret beklemeye başlar . 15 gün sonra civcivler çıkar , kimi tavuk , kimi hindi , kimi bıldırcın .., çıkan civcivlerin . Ağa beyninden vurulmuşa döner ve hemen İstanbul un yolunu tutar yeniden ve aynı lokantaya gelir . Papağan ağayı görünce başlar : -Keriz Antepli , keriz Antepli .., Ağa papağanın kulağına eğilir … -Ulan benim keriz olduğumu bir tek sen biliyorsun ama senin orospu olduğunu bütün Antep biliyor .., der .

fikralarUluslararası ölçekte bir kadın araştırması yapan sosyolog, dünyanın çeşitli ülkelerinde kadınlara bir soru sormus. – Kocanızı başka bir kadınla yakalarsanız ne yaparsınızzapytajnik? Soruya ülkelere göre verilen yanıtlarsa şöyle olmuş: İsveçli : Neyimi beğenmediğini sorarım. Rus : Evi terk ederim. Fransız : Sesimi çıkarmam, sevgilime gider beni teselli etmesini isterim. İtalyan : Kadını vururum. İspanyol: Kocamı vururum. Yunanlı : Her ikisini de vururum. Türk : Benim kocam yapmaz!

fikralarİş adamı tıraş olurken bir yandan da berberiyle sohbet etmektedir. Derken, kapının önünden ağır ağır geçmekte olan paspal bir çocuk görürler. Berber, iş adamının kulağına fısıldar; -“Bu çocuk var ya,dünyanın en aptal çocuklarından biridir! Bak; dikkat et şimdi…” Berber çocuğa seslenir: -“Ali, buraya gel!”. Bunun üzerine çocuk sakince dükkana girer ve yüzündeki aptalca sırıtmayla berberi selamlar. Berber işadamının kulağına sessizce, “bak şimdi” diye fısıldar ve bir elinde beş yüz bin, diğer elinde beş milyonluk bir banknot olduğu halde çocuğa sorar: -“Hangisini istiyorsan alabilirsin?” Çocuk dalgın dalgın bir 5 e bir de 50 ye bakar ve sonunda 50 lık banknotu hızlıca çekerek berberin elinden alır. Berber işadamına döner ve gülerek: -“Gördün mü? Sana söylemiştim.” der.Tıraş bitince işadamı sokağa çıkar ve az ileride kendi kendine oynayan Ali yi görür. Yanına giderek, neden 50 lik değil de, 50 lik banknotu aldığını sorar.Çocuk hiç de aptalca olmayan bir sırıtmayla yanıt verir : -Eğer 5 liralıgı alırsam oyun biter!”

fikralarAytekin akkaya erzurumun meşhur artistlerinden dir annesine para yollamış gel erzurumda bir kaç gün kal diye. Annesi hiç uçağa binmemiş. Hostes herkese sormuş ne içersiniz diye. Herkes viski,cola derken Aytekin akkayanın annesi demişki kızım bene bir açığ çay getir. Herkesin isteği yerine gelmişl ama açığ çay gelmemiş. Uçak istanbula gelene kadar hostese demiş kızım bene bir açığ çay. En sonunda hostesi yanına çağırmış demişki – Kızım sen aytekini tanırmisan Hostes yoo demiş tanımıyorum niye sordun nine. -Heç kızım bütün *rospular aytekini tanırda sen nasılki tanımırsan.

fikralarTürk ve Japon şirketleri arasında bir kürek yarışı düzenlenmesine karar verildi. Her iki takımda performanslarının en üst düzeyine varabilmek için uzun ve zorlu bir hazırlık döneminden geçti.Büyük gün geldi ve iki takımda kendini hazır hissediyordu.. Japonlar yarışı bir kilometre farkla kazandılar…. Yarış sonrası Türk takımı çok sarsılmıştı.Türk Şirket yönetimi yarışın açık farkla kaybedilmesinin nedeninin bulunmasına karar verdi.Yapılan araştırmalar,analizler ve uzun çalışmalar sonucu hata bulundu ve çözüm önerisi getirildi. Japonların takımında 8 kişi kürek çekiyor,1 kişi dümencilik yapıyordu. Türk Takımında ise 1 kişi kürek çekiyor,8 kişi dümeni kullanıyordu. 9 kişilik Türk takımı Japonlarla bir yarış yapmak üzere yeniden yapılandı. Yeni yapılanma şekli şöyleydi; 4 dümen müdürü, 3 bölgesel dümen müdürü, kürek çekmekle görevli kişinin performansından sorumlu bir Dümen yöneticisi, ve kürek çekme elemanı. İkinci yarışı Japonlar iki kilometre arayla kazandılar.Tepesi atan Türk şirketi yönetim kurulu Hemen harekete geçti;Yarışın kaybedilmesinden sorumlu tutulan kürekçi kovuldu ve müdürlere Sorunun çözümüne olan katkılarından dolayı ikramiye verildi.

fikralarTemel ile Dursun Sultanahmette gezinirken bir turist gelip kendilerine bir adres sorar.Turist ingilizce,almanca,fransızca sorar fakat bizimkiler anlamaz… -Ula dursun bir yabancı dil öğrenemedik gitti, der Dursun: -Ula neye yarayacakki bak adam üç dil biliyor yine derdini anlatamıyo

fikralarRenkli kişiliği ve düşük not vermesi ile öğrencileri arasında özel bir üne sahip olan felsefe öğretmeni, sınav yapacağı gün öğrencilere, önce kâğıt ve kalemlerini hazırlamalarını söyledi, sonra da sandalyesini kaldırıp masanın üzerine koydu. Sonra: “Sınav sorumu soruyorum” dedi. “Bu sandalyenin var olmadığını kanıtlayınız.” Sıfırcı felsefe öğretmeni, sınav kâğıtlarını okuduktan sonra, bu konudaki ününe gölge düşüreceğini bilmesine rağmen, hayatında ilk kez bir öğrencisine yüz üzerinden yüz vermek zorunda kaldı. Öğrencinin sınav kâğıdında yalnızca şu iki sözcük yer alıyordu: – Hangi sandalyenin?

fikralarBir gece koca eve gelmiş.Karısı da uyuyormuş.Adamın tuvaleti gelmiş.Gitmiş yapmış.Sonra da karısına : -Karıcığım sen harika bir kadınsın.Tuvaletin kapısını açınca ışık yanıyor. Bunu duyan karısı : -Hay allah belanı versin ! Yine mi buzdolabına işedin ?

fikralarGümrük kapısından bir İngiliz, bir Fransız, bir Türk geçmek için bekliyorlarmış. Gümrük görevlileri valizlerini kontrol etmeye başlamış. Önce İngiliz in valizine bakmışlar. İçinden 7 adet don çıkmış. “Niye 7 tane?” diye İngiliz e sormuşlar. O da “Haftanın yedi gün var. Hepsi için bir tane. Pazartesi, Salı, Çarşamba…” demiş. “Vay be! Helal olsun medeniyete, temizliğe bak adamlardaki.” “Sıra Fransız ın valizine gelmiş. Açmışlar bakmışlar 8 tane don. “7 yi anladık da niye 8?” diye sormuşlar. Fransız “Pazartesi, Salı, Çarşamba… Hergün için bir tane, bir tane de ne olur ne olmaz diye yedek aldım” demiş. “Vay be! Adamlardaki temizliğe medeniyete bak!” demiş görevliler. Sıra Temel e gelince açmışlar bakmışlar tam 12 adet don. “Vay be! Ne varsa bizim insanımızda var. Şu medeniyete, şu temizliğe bak!” Sormuşlar “Neden 12 adet?” Bizimki cevap vermiş “Ocak, Şubat, Mart,……”

fikralarDiyarın birinde padişah eğlence olsun diye bir yarışma açmış. Buna göre kim padişahın atını güldürmeyi becerirse 1 çuval altın alacak… Her tarafa haberler salınmış, duyurular yapılmış. Yarışma zamanı gelince herkes deniyor ama kimse atı güldürmeyi beceremiyor tabi, bazısı yarım saat bazısı 2 saat uğraşıyor ama sonuç yok. Bizim Nam-ı Kemal de yarışmaya katılmış. Sıra buna gelince, atın bulundugu odaya almışlar, 1 dakika sonra Nam-ı Kemal odadan çıkmış ve atı güldürdüğünü altınlarını almak istediğini söylemiş. Padişah ve görevliler şaşkınlık içinde tabi bir bakmışlar hakkaten at gülmek ne demek kahkahalar atıyor yerlere yatmış tepiniyor. Sonuçta altınları vermişler Nam-ı Kemal e… Aradan günler geçmiş ama at hala gülüyor, bir türlü susturamamışlar. Son çare olarak Nam-ı Kemal i bulup, nasıl güldürdüyse susturmasını istemişler. Nam-ı Kemal bir çuval daha altın verirlerse bunu yapacağını söylemiş. Kabul edilmiş isteği tabi ki. Neyse bizimkini atın olduğu odaya almışlar tekrar, yine girişi ile çıkışı bir anda olmuş. Bir bakmışlar at bu sefer ağlıyor, hem de hüngür hüngür. Tam altınlar verilirken, padişah : – Sana bu altınları veririm ama bir şartla, bu atı nasıl güldürdüğünü ve şimdide nasıl ağlattığını söyleyeceksin. Nam-ı Kemal başlamış anlatmaya : – Valla hünkarım, ilk geldiğimde atın kulağına yaklaşıp benimki seninkinden büyüktür dedim, gülmeye başladı.. – Ya şimdi ya şimdi nasıl ağlattın diye atılmış padişah merakla.. Nam-ı Kemal padişahın yanına yaklaşmış: – Şimdi de çıkarıp gösterdim.

fikralarTAKSiCi

>>>Nasıl yağmur nasıl fırtına, adam bir taksiye
>>>el kaldırır taksi durur. Adam gideceği
>>>yeri söyleyince, taksici kızarak
>”Ohoo
>orası çok yakın alamam seni”
>>>der ve gazlar gider. Adam
>>çok bozulur ama sonra bir şekilde
>>>evine gitmeyi başarır.
>>Ertesi gün şans eseri bir bakar ki,
>>>dün geceki taksici, evinin önündeki taksi durağındadır ve üçüncü
>>>sıradadır. Hemen plan yapar ve ilk taksi şoförüne
>>>yanaşır:– Ataköy kaça götürürsün ?” >- 5 milyon >- Sana 20 milyon
>>>veririm ama bir kere beraber olalım >- Hadi
>>>be sapık mısın, defol! >
>Adam
>>>>>bu cevabı alınca ikinci
>>>sıradaki taksiye yanaşır >-
>>>Ataköy’e
>>>kaça götürürsün? >- 5
>>>milyon >- Sana 20 milyon veririm ama
>>bir
>>>kere beraber olalım >- Vay
>>>sapıkkk vayy defol! > >Sıra
>>üçüncü
>>taksiciye yani bizim taksiciye
>>>gelmiştir. >Adam yanaşır:
>>>Ataköy’e kaça götürürsün ?
>> >- 5 milyon >- Peki sana 20 milyon
>>veririm ama bir şartım var
>> >- Nedir? >- Giderken diğer taksicilere el sallayacaksın – >-
>>>Ayı bettin abi
>>tabii…Smile

fikralarSiyah Beyaz Kadın
Temel ve dursun yaz tatillerinde Antarktika’ya gitmeye karar vermişler. Uzun bir yolculuktan sonra buzlar diyarına varmışlar. Bir rehber bulamadıklarından kendileri gezmişler uzun buz ovalarını. ertesi sabah bir rehberle anlaşarak kıtanın en güzel yerlerini rehber eşliğinde gezip merak ettiklerini soruyorlarmış. Bir ara Temel rehbere seslenerek
– ‘ Pardon burada hiç beyaz kadın var mı ? ‘ diye sormuş,
– Rehber ‘Tabiî ki var, buradaki kadınların yüzde doksanı beyazdır’ demiş.
– ‘Peki siyah kadın var mi?’
– ‘Eh bir kaç tane var bu civarda’
– ‘Pekİ siyah beyaz kadın var mı’ rehber son derece şaşkın bir şekilde
– ‘Tabiî ki hayır ben hiçbir yerde rastlamadım böyle kadına’ Cevaptan hiç de hoşnut kalmayan Temel Dursun’a dönerek
– ‘ Ula dursun yoksa dün akşamkiler penguen miydi?zapytajnikzapytajnik’.

fikralarBisiklet tamircisi
Hitler ve Stalin bir barda oturmaktadırlar. Bir adam içeri girer ve barmene bunlar Hitler ve Stalin değil mi diye sorar. Barmen ‘Evet, onlar’ der. Sonra adam onlara doğru yürür ve sorar:
– ‘Selam, ne yapıyorsunuz?’
– Hitler cevaplar: ‘3. Dünya savaşını planlıyoruz.’
– Adam sorar. ‘Gerçekten mi? Neler olacak?’
– Hitler:’Bu sefer 14 milyon Yahudi yi ve bir bisiklet tamircisini öldüreceğiz’ der.
– Adam sorar: ‘Bir bisiklet tamircisi mi?zapytajnik!’
– Hitler Stalin’e döner ve der ki: ‘Gördün mü, sana kimsenin 14 milyon Yahudi yi takmayacağını söylemiştim!’

fikralarölen temelse
Yolculuktan dönen Idris, kahvede oturanlara sordu :
– Yahu pizum Temel nasil öldi?
– Kalpten cittu, dediler.
– Vasiyetu filan var miydu?
– Var idu. ‘Beni denize gömün’ demis idu.
– Cömdünüz mü?
– Cömdük amma, mezarinu kazarken çok kayip verduk…

fikralarKadın Zekası
Bir kadınla bir adam ayrı ayrı arabalarında giderlerken
çarpışırlar. İkisinin de arabası mahvolur ama şans eseri ikisi de hiç yara
almadan kurtulur. Arabalarından sürünerek çıkarlar ve kadın adama
bakıp:

‘Çok ilginç! Sen erkeksin ben de kadın. Arabalarımız mahvoldu ama
ikimize de hiçbir şey olmadı. Bu belki de tanışıp, dost olup,
hayatımızın sonuna kadar huzur içinde birlikte yaşamamız için bir
işarettir’ der.

Müthiş heyecanlanan adam: ‘Evet, galiba haklısın’ diye cevap verir
şaşkınlıkla.

‘Bak, arabam hurdaya döndü ama bir şişe şarap sapasaglam. Bu
kesin bir işaret. Bu şarabı içip şansımızı kutlamalıyız’ diye
devam eden kadın, şarap şişesini adama uzatır. Adam şişeyi alır,
açar ve yarısını içip kadına verir. Kadın hemen şişenin
mantarını kapatıp adama geri uzatır. Bunun üstüne adam sorar:

‘Sen içmeyecek misin?’

Kadın cevap verir: ‘Hayır, ben polisi bekleyecegim!’ )